10 Temmuz 2011 Pazar

Via Dolorosa'da Bir Garip Fenerbahçe*


Fenerbahçeliler'i hiç de hijyenik bir görüntü vermeyen 'temiz kramponlar'da rahatsız eden iki şey var.
Birincisi malum operasyonun Fenerbahçe kulübü ve camiasının itibarı ve hakları hiç dikkate alınmadan yapılması ve bu tutumun bilinçli olduğu şüphesi.
İkincisi ise şike ve usulsüzlük iddialarının zaman ve zemin tanımadan tüm Türkiye'nin meselesi olduğu bilinmesine rağmen sadece Fenerbahçe'nin odağa alınması.



İmdi; bu şikayetler ayyuka çıkarken...
'operasyonu yürüten irade', bu şikayetlere el atıp, Fenerbahçe camiasını da arkasına alabilecekken, neden böylesi bir adım atmıyor? Çok basit, mesela;  bayrak, marş, arma, başkan, yönetici vs. bir kulüp için sembolik değere sahiptir. Başkanına yönelik tahkir ya da eziyeti kendisine yapılmış gibi görmemesi camiaya mensup kimse için mümkün değil. Bu çok basit bir sosyal psikoloji gerçeği. Peki bu ortadayken, neden operasyonun bu ayağı, yani psikolojik harekat ayağı böylesine anlayışsızca ve acımasızca yürütülüyor? Buna ek olarak tüm taleplere rağmen, niçin, savcılık soruşturmayı geçmişteki iddiaları da araştıracak şekilde genişletmiyor? Ya da federasyon savcılıktan bu yönde bir talepte bulunmuyor? Öyle ya amaç temiz futbol, peki ama niçin diğer takımların mahkeme arşivlerinde tozlanmış, delilli-telefon tapeli dosyalar için kimse kılını bile kıpırdatmıyor? Bu dosyaların arşiv numaraları bile belli beyler..

 
Bakın işte isyan burada patlak veriyor.
Ve düşünüyor Fenerbahçeli;
1- Söz konusu durumda ligde takım kalmayacağı, yayın ihalesinin kesin olarak çökeceği, milli takım ve ülke imajının büyük zarar göreceği, Anadolu'da bir çok kulübün batma noktasına geleceği vs, vs... kesin gibi duruyor.
Acaba bundan endişe edilip, bütün günahlar, Via Doloroso’da[1] yürüyen Hz. İsa gibi Fenerbahçe'nin sırtına mı yüklenecek, çivili çengelli kutsal haç misali? (iyi güzel de, maalesef bizim için bu yolun sonu peygamberlik değil işte, peki ne: ömür boyu, 'hain ve sahtekar Yahuda İskaryot'[2] muamelesi görmek, küçümsenmek, tahkire maruz kalmak)
2- Ya da; böylesi bir durumda ceza alması muhtemel kulüplerin sayısının çok artacağı, ortalığın toza dumana bulanacağı kesin olduğundan... Bu durumda acaba operasyonu yürüten irade, Fenerbahçe'nin 'tek' odak olmaktan çıkacağı endişesi mi taşıyor? Ve acaba niçin? Soruyorum tekrar: niçin?
Anlayacağınız endişeler çok derin, bitecek gibi değil ve kimse bunları giderecek bir adım da atmıyor…
Ve daha kötüsü söz konusu bu endişenin sahiplerinin, yani Fenerbahçe taraftarlarının, Fenerbahçe'ye olan aidiyet bağlarının gücü, onu kimlik olarak taşıma yoğunlukları ve son bir haftada yaşadıkları ruhsal/fizyolojik tahribatın gelecek için taşıdığı isyan potansiyeli pek dikkate alınmıyor gibi...[3]
Kısa vadede operasyon genişlerse, tüm bu hüzünlü ve kızgın birikim Fenerbahçe'ye olumlu olarak yansır.. ancak orta hatta uzun vadede bile, adım atılmayıp, okkanın altına sadece Fenerbahçe giderse...
İşte o zaman sanırım, bu soruşturmanın başındakiler, belki de hiç hesap etmedikleri halde, çivili, çengelli haçı Türkiye'nin sırtına yüklemiş olacaklar...

--------------------------------------------
[1] * Via Dolorosa: 'Çileli Yol'; Hz. İsa’nın sırtında haçıyla halk arasında yürütüldüğü uzun yol.
Hz. İsa çok çileler çekmiş hayatı boyunca, mesela bu 'çileli yol'da azap dolu bir yürüyüşü var, kan revan.. Sonra da zaten dikenli, çivili çarmıha geriliyor.
Hz. İsa; bu çileleri 'diğer insanların günahlarına kefaret olsun diye çekiyor Hristiyanlar'a göre.
ve o bir peygamber olduğu için, bunu anlıyoruz.
Lakin Fenerbahçe bir haftadır sırtına çarmıh yüklenerek niye 'çileli yol'a sokulmaya çalışılıyor, işte onu anlamıyoruz.
Hz. İsa bir peygamberdi, insanlığın günahlarını aldı yüklendi, gönüllü olarak..
İyi de kardeşim, biz niye elli yıllık bir ligin bütün şaibesini yüklenmek zorundayız.
Bizim böyle bir mesih'lik iddiamız yok ki!
N'oluyor, niçin 'Türk futbolunun temizliği ve geçmiş pisliklerin kefareti için' fenerbahçe'nin çarmıha gerilmesi gerekiyor?
Fenerbahçe taraftarının temeldeki en büyük itirazı buna..
Niye bunu anlamamakta güçlük çekiyor herkes? Ve tepkimizi 'duygusallar canım, onları anlamamız lazım' haline doğru büzüştürmeye çalışıyorlar?
Bu noktada hiç de duygusal falan değiliz, tam tersine aklımız fazlasıyla başımızda...
Ve bu akıl bize, 'bu oldu bittiyi kabullenme, hiç bir zaman, bin yıl sonra bile' diyor...

[2] Yahuda Iskaryot: Hz. İsa’ya ihanet eden ve havariler içinde sanki bunu hiç yapmamış gibi davranan kişi. Doğruluk yolunda yürüyenlere ihanet eden bir hain, sahtekar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder