17 Temmuz 2011 Pazar

Şikenin Mazisi Kalbimizde Bir Yara


Sözde şike operasyonu öyle hızlı değişimlere gebe ki, bu konuda atılan hiçbir adım sağlam olamıyor. Alınan kararlar hemen ertesi gün atıl ve değersiz bir hale gelebiliyor.
Bu noktada, verilebilecek her türlü nihaî kararı etkileyebilecek özel bir durumdan ise kimse bahsetmiyor.



Kamuoyu büyük takımların özellikle de Fenerbahçe'nin düşürülmesine o kadar çok odaklandı ki, büyük resme bakan pek yok...  Büyük resimde şu var: bu soruşturmadan ceza ya da cezalar çıkarsa, kamu vicdanını tatmin anlamında şike soruşturmasının son yirmi yıla doğru genişlemesi kaçınılmaz olur.
Nitekim, yargının son yıllarda yürüttüğü benzer büyüklükteki/etki gücündeki diğer davalara baktığımızda, sürecin bir şekilde geçmişe doğru uzandığını ve ilişkili başka dosyaların açılmasını sağladığını görüyoruz. Ergenekon Davası’ndan Balyoz ve 12 Eylül soruşturmasına uzanan yolu hatırlayalım.
 
Aynı durumun futboldaki sözde şike ve yolsuzluk operasyonu için de geçerli olabileceğini sanıyorum. Belki kısa vadede değil ama bir iki yıl içinde bu soruşturmanın tetiklediği başka davalarla karşı karşıya kalabiliriz.  Tabii devamı gelirse…
Şimdilik ufak ufak konuşuluyor sadece.. Ama teori ileride pratiğe dönüşebilir. Her şey bu sezon verilebilecek bir küme düşürme cezasına bakar... İnce nokta orası... Küme düşen takım ya da takımlar adalet isteyecektir. Çünkü sporu yönlendiren temel duygu rekabet...
Ve işte asıl bu olduğunda, orada patlar asıl bombalar. Çünkü büyük takımlar için sadece bir değil, neredeyse her yıl için bu tip iddialar mevcut. Ve hepsi için davalar söz konusu olur. Ve bunlardan bir kaç tanesi bile kanıtlansa, ya da kuvvetli şüphe bulunsa büyük takımlarımız bir değil bir kaç sezon küme düşme cezası alabilirler...
Tabii siyasî irade tüm bunları düşünüp daha şimdiden kulüpleri kurtaracak bir formül düşünmediyse...
Ve tabii bu soruşturma, özünde sadece Fenerbahçe'ye dönük farklı amaçlar taşıyan sözde bir soruşturma değilse...
[Edit: Bakın; 19 Temmuz'da Aziz Yıldırım'ın avukatı ilk işareti verdi: "Bu ülkeye şikeyi öğreten kulüpler henüz bu soruşturmada değiller..."
Sizce ne demek bu?]


Şimdi herkesin de adımını bu muhtemel gelecek tablosu üzerinden atmasında fayda var. 
Oysa federasyonun da medyanın da doğrudan bu sezona yoğunlaştığı ve çözümü bu sezon üzerinden bulmaya çalıştığı görülüyor. Oysaki yukarıdaki manzara ortaya koyuyor ki, tüm bir futbol mazisi üzerinden yapılmayacak bir projeksiyon, yetersiz kalacak.
Çünkü eğer bunlar gerçekleşirse ya ceza üstüne ceza yağacak ve şöyle bir 8-10 yıl Türkiye’de futbol duraklama dönemine girecektir. (Sadece şu anki şayialardan, medya ve mahkeme arşivlerine girmiş örneklerden hareket etsek bile üç büyüklerin İstanbul amatör kümeye dek gidip geri gelmeleri gerekiyor. )
Ya da devlet bakacak ki, futbol hepten batacak, belli bir tarihten öncesine doğru zorunlu bir genel af çıkaracaktır. Artık yaramazlık yapmayı bırakın diyecektir kulüplere. (Bu da ne derece doğrudur, ahlâkîdir tartışılır)
Yok bunların hiç biri olmaz da sadece bu sene için cezalar yağar, ve geçmişin üstü örtülürse bu kez de mâzi, haksızlığa uğradığını düşünen taraftar kalplerinde derin bir yara haline gelecektir
Kolay kolay da kabuk bağlamayacak, hassas bir yara...
Vallahi, hakkın mizanı şaşmaz, şaşmamalı... Bakalım ne olacak? Wait and see....
NOT: Çevremdeki her takımdan taraftarda gördüğüm derin hayal kırıklığı ve belirsizlik duygusunda, bahsettiğim bu konuya dair bir endişenin de etkisi var sanıyorum... "Peki ama bu davadan sonra ne olacak, iş nereye varacak" endişesi, sezgisi, kendine güvensizliği, mide ağrısı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder