2 Nisan 2024 Salı

Fenerbahçe Yeni Bir Madımak'a İzin Vermeyecek!

 



Ben bir Fenerbahçeliyim…

Çocukluğumdan beri, sırılsıklam…

Küçükken sarı lacivert formayı görmek bile mutlu ederdi beni.

Ama fanatik olmadım hiç, hayatımdaki diğer sevgilerin yanında bir yere koymuştum Fenerbahçe’yi.

Daha doğrusu öyle zannediyordum.

Ta ki 3 Temmuz 2011 sabahına kadar…

O gün ahlaksız, izansız, ölçüsüz bir saldırıya uğradı Fenerbahçe.

Ve ben anladım ki, Fenerbahçe’ye sevgim hiç de sıradan bir duygu değilmiş.

Meğerse çocukluk hatıraları insanın tam da can evinde yaşarmış.

Ve oraya bir saldırı olduğunda can evinden vurulurmuş herkes…

Ve biz münferit Fenerbahçeliler’in bitmeyen Fenerbahçe nöbeti işte tam da o gün başlamış…

***

2 Nisan 2024’te olağanüstü kongremiz var.

Yani Fenerbahçeliler hâlâ nöbette anlayacağınız.

Çünkü durmak bilmiyor bu hayâsız akın.

Suikastler, linç girişimleri, manipülasyonlar, hak gaspları, kirli ittifaklar, algı oyunları, nefret suçları…

Bir türlü bitmek bilmiyor…

Yönetim, oyuncular, kongre üyeleri, camianın önde gelenleri…

Hatta benim gibi kongre üyesi olmayan, kimsenin tanımadığı, sokaktaki Fenerbahçeliler bile teyakkuzda.

Herkes bir savunma duvarı örüyor kendince.

Kimisi bir forma alarak, kimisi haberleri dikkatle takip ederek, kimisi kötülere ilenerek ya da surat ekşiterek…

Kimisi pazarda, kimisi çarşıda, kimisi sandıkta… Tavrını göstererek…

Elinden geldiğince yani.. Ama tüm Fenerbahçeliler…

Korumaya çalışıyorlar takımlarını…

***

Şunu biliyorlar çünkü:

Fenerbahçe 30-40 yıldır bir cenderenin ortasında…

Kulübü hedef alan psikolojik harekat operasyonlarının ardı arkası kesilmiyor.

Camia, toplumsal mühendislik çalışmaları ve provokasyonlarla sınandıkça sınanıyor.

Bunların her birinde ya taraftar, ya oyuncu, ya yöneticileri, can pazarına düşüyor.

Anlayın artık; işte buna yeter diyor Fenerbahçeliler…

Sonu gelmez toplumsal hesapların kendi üzerinden çözülme girişimlerinden,

Sonuçların dışarıdan belirlendiği, lig denilen bu tulûat tiyatrosundan,

Taraflı medyanın kendisini sürekli şeytanlaştırmasından,

Hatta oyuncularının katlini bile vacip gören hastalıklı toplum psikolojisinden, bıktık artık diyor.

Ve kendisine sahip çıkan kimse olmadığı için de Fenerbahçe bir kez daha, yaradana sığınıp kendi gücüyle ayağa kalkıyor.

Tarihin her kritik döneminde olduğu gibi, taraftarı da, kulübü için göğsünü siper ediyor.

Bir sonraki adımda Fenerbahçe’ye muhtemelen yeni bir Madımak yaşatılmasın diye, çareler arıyor.

Çünkü bu tehlikeyi aklı başında her Fenerbahçeli açıkça görebiliyor.

2 Nisan işte bu arayışın bir sonucu…

Tıpkı 3 Temmuz’daki gibi…

Fenerbahçe yine, yeniden…

Rekabetin kötülüğe meylettiği, adaletin zerre miktar umursanmadığı bir iklimde adalete fener yakmaya çalışıyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder