2 Nisan 2024 Salı

Fenerbahçe Aktördür, Reaktör Değil!

 


Ligden çekilme, çok uzun süredir Fenerbahçeliler’in gündeminde…

Sisteme her kızdıklarında dile getirdikleri ilk şey bu.

Ama peşinen söyleyeyim, bir Fenerbahçeli olarak bu fikrin tek boyutluluğundan oldum olası rahatsızlık duydum.

Elbette ki herkes inandığını söyleyebilir. Ancak kusura bakmayın; fazlasıyla reaksiyoner ve duygusal bir çıkış bu. Tam olgunlaşmamış...

Oysa ki; bu kadar çok düşmanınız varsa ve böylesi girift bir savaşın içindeyseniz asla tek boyutlu, duygusal reaksiyonlar vermemelisiniz…

***

Kısaca şöyle izah edeyim:

Fenerbahçe’nin sorunu belli: Kulüp son otuz yılda sportif, ekonomik ve sosyal anlamda korkunç bir saldırı altında. Farklı odaklar tarafından hedefe oturtulmuş durumda. Aktörler değişiyor ama bu durum değişmiyor. Adil bir rekabet şöyle dursun, Fenerbahçe kendi ülkesinde artık can güvenliğinden bile emin olamıyor.

Ve anlıyorum, böylesi bir durumda ligden çekilme söylemi kulağa cazip geliyor.

Ama konuya birazcık serinkanlı ve mesafeli yaklaşınca bunun ilk adım olmaması gerektiği hemen görülebiliyor.

Çünkü futbolun diğer aktörlerini ekonomik olarak cezalandırmanın ve ligin seyredilirliğini düşürmenin, bu yolla onları masaya oturtmaya zorlamanın elli tane yolu var.

Bu anlamda ligden çekilmek ilk ve tek seçenek değil...

Üstelik bu; negatif, edilgen ve ileri aşamalarda kulübün elini kolunu bağlayacak, kullanışsız bir hamle.

Anlamamız gereken ilk şey şu: Biz tam tersine; pozitif, etkin ve kullanışlı aksiyonlar içinde olmalıyız.

Dikkatinizi çekiyorum: “aksiyon” dedim.

Reaksiyon değil.

Kırk yıldır en temel sorunumuz da zaten tam olarak burada…

Toplumun ve ülkenin taşıyıcısı aksiyoner bir kulübü, reaksiyonlara mahkum eden edilgen bir zihniyet…

***

Kardeşler;

Futbol duyguların yoğun olduğu bir alan, eyvallah. Taraftarlık ve sportif rekabet düşünüldüğünde bu oldukça anlaşılabilir bir şey. Ancak Fenerbahçe söz konusu olduğunda konuya sadece bu iki olgu üzerinden bakamayız.

Çünkü Fenerbahçe yerel ve ulusal sınırları fazlasıyla aşan dinamiklere sahip bir kulüp. Sürekli anormal hatta paranormal diyebileceğim operasyonlara maruz kalmasının bir sebebi de bu. Sosyolojik, ekonomik ve politik dip akıntıları tahmin edilenden çok daha derin. Birçok alanda gerilim hatlarının tam ortasında. Bu anlamda Türkiye’de onunla kıyaslayabileceğimiz bir kulüp yok.

Peki ama camiamız, yönetimiyle, taraftarıyla bu durumun farkında mı?

Buna hem evet, hem hayır diyebilirim.

Farkındayız, nitekim eşi benzeri olmayan fedakârlığımız ve bağlılığımız bunun kanıtı.

Ama maalesef aynı zamanda pek farkında da değiliz, nitekim yönetimsel alanda sürekli çuvallıyoruz. Özellikle de sorun analizi; çözüm üretme becerisi ve iletişim stratejisi anlamında on yıllardır bir arpa boyu yol alamadık.

İşte ligden çekilme söylemi de bu yetersizliğin bir yansıması maalesef.

Biraz duygusal ve çocuksu bir intikamcılıktan başka bir şey değil bu…

En son söylenecek şeyi, en başta söylemek gibi...

Ve madem öyle, gelecek yazıdan itibaren en başta söylenmesi gerekenlere ufaktan girelim….

Coming soon…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder