Türk
futbolunun kurtuluşu için herkes bir şeyler öneriyor son günlerde. Ama bunların
birçoğu yanlışı daha en baştan yapıyor: Sorunu anlama ve analiz etmede…
Oysaki
ülkenin son kırk yılına biraz dikkatli bakan biri için mesele çok nettir:
Futboldaki sorunlar, geniş ölçüde dışarıdan yapılan müdahalelerden
kaynaklanıyor.
***
Türkiye’de
futbola dış müdahale çok açık ve bunun birçok farklı düzeyi var.
Yani
çoğu zaman söylendiği gibi, her şeyi belirleyen “tek bir yapı” söz konusu
değil.
Tam
tersine irili ufaklı ayrı ayrı yapılar var ve bunlar birbirleriyle yoğun ilişki
halinde:
-
Kulüp lobileri (federasyon kurulları, hakem camiası ve bürokraside
etkin)
-
Şehir lobileri (federasyon kurulları, hakem camiası ve
bürokraside etkin)
-
Hakem çeteleşmeleri (bölgesel, ailevi ve kulüpsel bağlar)
- Devlet
içinde güç devşirmiş etkin birey ve gruplar
-
Mafya ve gladio tipi yapılanmalar
-
Ekonomik çıkar grupları
-
Medya (tüm bu aktörlerle farklı düzeylerde ilişki içinde)
-
Siyaset
-
Ulusal ve küresel bahis sermayesi
İşte tüm bu gruplar, farklı amaçlarla eş zamanlı bir şekilde futboldaki
sonuçları etkilemeye çalışıyor. Ve bütün gümbürtü de burada kopuyor.
Çünkü;
- Federasyon ve kurulları yoluyla,
- Hakemler
yoluyla,
-
Verilen ve verilmeyen kararlarla,
-
Kitabına uydurulan transferler, kulüplerarası tuhaf
ilişkiler, usulsüzlüklerle
-
Bazen sahayı, bazen tribünleri terörize ederek,
-
Bazen açık terör ve şiddet eylemleriyle,toplumsal
provokasyonlarla,
-
Bazen bürokratik ceza ve ödüllerle,
-
Bazen ekonomik baskı ve desteklerle…
olası
saha sonuçları açıkça manipüle ediliyor. Ve bunu Türkiye’de artık herkes
biliyor.
***
Son
kertede şunu söylemek mümkün:
Ülkemizde
izlediğimiz şey futbol değil, bir tulûat tiyatrosu. Herkesin aptal yerine
konulduğu acıklı bir drama…
Hiçbir
müdahalede bulunulmayan bu durum, orta vadede toplumsal barışı bile tehdit
ediyor.
Türk
futbolu adeta dibe vurmuş halde ve toplumsal çürümemizin en belirgin örneği
halihazırda…
***
Ülkemizde
futbol, ekonomik ve sosyolojik etkileri sebebiyle adeta bir fetih alanına
dönmüş durumda. Biraz güç devşiren neredeyse her aktör gözünü futbola dikiyor.
Ve bunların her biri kendi kadrolarını etkin kılarak futbolu yönlendirmeye
çalışıyor.
Doksanlı
yıllarda futbolda adeta kurumsallaşan gladyo/mafya ve 2000’lerdeki FETÖ
yapılanmaları, bu konudaki en bariz örnekler.
İşte
futboldaki kaosa çözüm ararken bu tabloyu ve örnekleri dikkate almayan her
konuşma boş lakırdıdır kardeşler...
Bu
faktörlerin her birini ayrı ayrı, dikkatle değerlendirmek gerekiyor.
Ve
bu satırların yazarı; tüm bu sebeplerle yabancı hakem gibi konjonktürel
çözümler yerine, futbola dış müdahaleyi minimum düzeye indirecek kuşatıcı
önerileri salık veriyor…
Nerede
mi?
Tabii
ki, bir sonraki yazıda…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder