Doksanlı yıllardan
itibaren Türkiye’de futbol saha içinde oynanan bir oyun olmaktan çıktı.
Mafya ve gladio tipi
yapıların, sportif rekabete etkileri ve toplum mühendisliği girişimleri giderek
arttı.
Bu durumdan en çok
etkilenense, hiç kuşku yok ki ülkenin en rekabetçi takımı Fenerbahçe oldu.
Neredeyse her yıl
yarışın içindeydi çünkü Fenerbahçe.
Ekonomik, sosyal ve
tarihsel dinamikleri o kadar güçlüydü ki, futbol dışı aktörler onu durdurmakta
epey zorlandı. Yeri geldi saha içinde, yeri geldi saha dışında Fenerbahçe’yi
zincirlemek için şiddetin ve adaletsizliğin her tonuna başvurdu.
Belki de bu yüzden;
Fenerbahçeliler için doksanlar ve ikibinlerdeki Türk futbolunu en iyi anlatan
şey yukarıdaki resim oldu.
Aradan uzun yıllar
geçti.
Takvimler bugün, 2 Nisan
2024’ü gösteriyor.
Ve vardığımız noktada
bırakalım her şeyin düzelmesini; futbola bu akıl ve ahlak dışı müdahaleler
kurumsallaştı, artık sadece Fenerbahçe’nin değil, toplumun temellerini sarsan
bir hale geldi.
***
Fenerbahçe Spor Kulübü,
bugün gerçekleştireceği olağanüstü kongreyle, artık hem kendisi hem ülke için
dayanılmaz hale gelen bu patolojik vaziyete dur demeyi deneyecek. Konuyla ilgili
kapsamlı bir değerlendirme yapacak.
Buradan hareketle
münferid bir Fenerbahçeli olarak, önemli gördüğüm bazı noktalara değinmek
isterim:
1- Futboldaki asıl sorun hakemler vs. değil,
futbola dışarıdan yapılan müdahalelerdir.
2- Bu müdahalelerin kaynakları: Kulüp lobileri,
şehir lobileri, hakem çeteleşmeleri, devlet içinde güç devşirmiş bireyler,
bürokratlar, ekonomik çıkar grupları, siyaset, medya, bahis ve kara para odaklı
ulusal ve küresel sermaye gruplarıdır. Bunlar birbirleriyle yatay ve dikey
ilişkiler içinde futbola durmaksızın farklı düzeylerde müdahale etmektedir.
Sorunların çoğunun temelinde de bu yatmaktadır.
3- Bu noktada atılacak ilk adım, büyük
suistimallere yol açan atama sisteminden bir an önce kurtulmaktır. TFF’nin
delege yapısı da bu anlamda yeniden düzenlenmelidir.
4- Kulüpler Birliği İngiltere’de olduğu gibi
şirketleşmeye gitmeli, idari ve ekonomik anlamda asıl yürütücü konumuna
gelmelidir.
5- MHK de dahil olmak üzere tüm kurullar,
kulüplerin inisiyatifi ve ortak kararıyla belirlenmeli.
6- Hakemler, performansa dayalı şeffaf bir
denetime/değerlendirmeye dayalı olarak görev yapmalı.
7- Kulüplerle devlet kurumları arasındaki ilişkiler
suistimallerin en çok yaşandığı alanlardan biridir. Bu anlamda bir
bürokratın, kurumun ya da belediyenin herhangi bir kulübe haksız rekabete yol
açacak kıyaklar yapmasına engel olunmalıdır. Velhasıl bu tip ilişkileri
düzenleme yetkisi de Kulüpler Birliği’nde olmalıdır. Bu çok mühim.
8- Futbol Türkiye’de toplumsal çatışma ve
uyumsuzluğa değil; toplumsal barışa hizmet edecek, insanları rehabilite edecek
bir etkinlik olarak baştan aşağı yeniden düzenlenmeli.
İşin Fenerbahçe
noktasındaysa;
1- Fenerbahçe ligden çekilmeyi olabilecek son
seçenek olarak değerlendirmeli.
2- Ligden çekilme yoluyla vermeye çalıştığı
ekonomik ve sosyal gözdağını ise; çekilmenin risklerini almadan verebilmeli.
Bunun yolu ise ligden değil, “rekabetten çekilmek” olmalı.
3- Nedir rekabetten çekilme? Fenerbahçe, bu ligin
şaibeli olduğunu açıkça belirtmeli ve adil bir rekabet düzeni kuruluncaya dek,
şampiyonluk yarışına girmeyeceğini kamuoyuna ilan etmelidir. Asıl yarışı Avrupa
arenasında vermeli, ikinci planda tuttuğunu beyan ettiği ligi bu yolla doğrudan
hükümsüzleştirmelidir. Fenerbahçe’nin yarışmayacak kadar kirli bulduğu bir
ligin, Fenerbahçe’nin çekildiği bir ligden çok da farkı kalmayacaktır.
4- Rekabetten çekildiğini ilan eden Fenerbahçe
ligde Avrupa kupalarına katılım hakkı elde ettikten sonra kalan maçlara paf
takımıyla çıkmalıdır.
5- Rekabetten çekilmenin ekonomik ayağı ise, her
iki yayıncı kuruluşla ilgili atılacak adımlara dayalı olmalıdır. Taraftarlara
ligin yayıncı kuruluşunu takip etmeyin mesajı vermek yeterlidir. Resmi kulüp
çağrısıyla gelecek bir dekoder iade furyası en az ligden çekilmek kadar etkili
olacaktır.
6- Kupanın yayıncı kuruluşu da içinde benzer bir adım atılmalıdır. Adil bir düzen sağlanıncaya dek, Fenerbahçe maçlara paf takımıyla çıkarak, kupanın ekonomik değerine ağır bir darbe vurmalıdır.
* * *
Neticede
Fenerbahçe lige değil, ligdeki adil olmayan rekabete karşı...
Ve rekabetten çekilme
seçeneğinin kullanılması, ligden çekilmekle murad edilen tüm sonuçları birebir
sağlayacaktır.
Üstelik kulübün karşılaşabileceği maddi-manevi riskleri de minimuma indirerek…