20 Ağustos 2011 Cumartesi

Sultânî’den Mesaj Var: “Genç UEFA’lılar Rahatsız!”


Galatasaray'ın tıpkı ilkindeki gibi sağ gösterip sol vuran açıklaması üzerine -ki bu üslubun üzerinde ayrıca durulmalı- düşülmüş şerhler: 

1-"Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız."
Şerh: Sabah-ı şerifler hayrola Sultanîli arkadaş… Futbolla ilgili elli yıldır cereyan eden sorunlar toplumumuzu sportif ve sosyal açıdan çoktan alt üst etti bile, sosyal bünyenin içi dışına çıkmış vaziyette. Günaydın.
Ayrıca "derin ve yaygın olduğu anlaşılan" deniliyor ki bir kez daha günaydın. Buradaki derin kelimesinin yerine mesela Mehmet Ağar’la Haluk Ulusoy’u, yaygın kelimesi yerine de “90’lı yıllar”ı koyunca niye iki de bir günaydın dediğim anlaşılabilir.

2-“Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur."
Şerh: Bu filoda bir de Türk basketbolu diye bir gemi vardı, onu hatırlayan var mı? Hani Cemal Nalga bandıralı…

3-“Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji oluşturma günüdür.”
Şerh: Oturup ortak bir akıl ve strateji oluşturma çabalarınız takdire şayan. Bir diğer kulüple birlikte dergilerinizi beyaz kapakla çıkararak Türk futboluna verdiğiniz ince mesaj, ortak akıl ve kardeşliğin şahikasıydı. Fark etmedik değil.

4-“Bu strateji "zaman kazanma"ya dayandırılamaz…”, “Kararların "geciktirildiği her gün" Türk sporuna zarar vermektedir…”(ilk açıklama'dan),  “Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan "bir an önce" çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri "zaman kaybetmeden" yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza "ivedilikle" iletilerek sürecin "hızlandırılacağına" inanıyoruz.”
Şerh: Zaman ve hız kavramlarına modern bilim tarihinde bir Einstein, bir Max Planck bir de Galatasaray bu kadar çok eğildi. Einstein bildiğimiz kadarıyla hız’ı arttırarak zamanda yolculuk yapmanın peşindeydi. Galatasaray ise hızı arttırarak Fenerbahçe’nin zamanda geriye yolculuk yapmasının peşinde. Eh, tabi herkesin kendine göre ulvî amaçları var…

5-“En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz.”
Şerh: Niyeyse aklıma Cumhuriyet mitinglerinde ki “Ordu göreve” pankartları geldi. Ve bazı gazetelerdeki uyarı yazıları. Şimdi de Galatasaray kulübü uyarıyor bizi; ‘Genç Uefalılar rahatsız.”
Evet, soruyorum: Şimdi bu gerçek bir darbe uyarısı mı, darbe tehdidi mi, yoksa gizli darbe hevesi mi?
İlgilenenler için bu sorunun cevabı Özden Örnek’in Darbe Günlükleri’nde mevcut.


6-"Futbolumuzdaki bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir."
Şerh: Çok mâkul bir tespit. Bir hukuki kararı hiçbir hukuk gerekçe göstermeksizin eleştirmenin başka bir açıklaması olamaz. Edebi kelamlarla, iktisadi verilerle ya da dünya barışı ve banal metaforlarla böyle bir metin kaleme almaya başka ne denebilir?

7-"Ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz."
Şerh: Katılmamak ne mümkün! Zaten Cemal Nalga olayında küme düşürme gerekirken, 'hatalar ortadan kaldırıldığında' da katılmıştık biz buna. O gün bugündür katılırız. Katıla katıla güleriz her ortamda.

8-“Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir.”
Şerh: Doğrusunu ben yazayım: “Hukuki gereklere uygunluk becerisi ve adalet duygusuna sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gereken adımlar bellidir, onlar da atılmıştır.”
Not: Belki yazımı okuyunca düzeltirler.

9-"En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır."
Şerh: Hayır hayır, en kötüsü bu tip müzevir müzeyyen cümleleriyle aba altından sopa gösterirseniz,  fırsattan istifade ve cebelleziyle suçlanmanız kaçınılmazdır.

10-“Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.”
Şerh: Cemal Nalga geçen yıl Litvanya’nın hangi takımında oynamıştı? İlk bilene Galatasaray amblemli su bardağı, ya da Süper kupa posteri hediye edeceğim.

10-""Uefa kupası ve Süper kupa almış kulübe," Dünya üçüncüsü ve Avrupa dördüncüsü olmuş bir milli takıma sahip ve nüfusunun yarısından fazlası 24 yaşın altında olan Türkiye’ye, yakın bir zamana kadar futbolun geleceğe damgasını vuracak yeni yıldızı olarak bakılmaktaydı...Son dönemde yaşadıklarımızdan sonra bu noktadan ne kadar uzaklaştığımız ortadadır."

Şerh: 3 Temmuz'dan sonra yaş ortalamamız yükselmedi. Hala oldukça genç bir toplumuz. Türkiye'ye yakın bir zamana kadar yıldız değil sağı solu belli olmayan bir futbol ülkesi olarak bakılıyordu, halen de öyle bakılıyor. Türk futbolunun bir şeyden uzaklaştığı yok, ama sizin şu ilgili ilgisiz, zırt pırt Uefa kupasından bahsetme huyundan acilen uzaklaşmanız şart.. 

11-Umumî şerh: Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü mensupları bedenlerini pek iyi terbiye edemediklerini geçen sene son anda kümede kalarak göstermişlerdi.
Mamafih iki de bir yayınladıkları bildirilerin içeriğine bakılırsa ruhi terbiye anlamında da Metin Oktay ve Özhan Canaydın’dan sonra bir arpa boyu yol alamadıkları görülüyor.
Bu köklü eğitim kurumunda ivedilikle bir zihniyet ve müfredat değişikliği gerekiyor.
Tablo bu. Bu tablo üflemekle değişmez.

2 yorum:

  1. hocam eline sağlık .
    bir de zamanda hızlanmak adına gs nin yapmış olduğu açıklamada şöyle bir ibare var:
    ''böyle bir konuda adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur''
    yani federasyona küme düşürsene kardeşim.sanamı kalmış adaleti sağlamak.kılı kırk yarmak.
    gs evel ezel makyavelizm abidesidir.

    YanıtlaSil
  2. http://macbitsinoyle.blogspot.com/2011/08/galatasaray-durusu-ve-karakteri.html

    YanıtlaSil